İKİ SINIR ÜLKENİN DİKENLİ TELLERİYİZ BİZ, DOKUNSAK KANAR ELLERİMİZ

 

Dokunsan YüreğimeSen gittin ya dilim yarım, uyaklarım kayıp..Gidişinle tükendi kelimeler..Kanayan düşlerimin içinden, çekip çıkarıldı kimsesiz esir hisler..


Candı, kandı.. ama hükmü yoktu.. Çaresizlik tavında demini almıştı yarınlar..

Adı olmayan bir sevda, çıkmaz sokak misali, takılıp kaldı dikenlerine imkansızlığın..

Yokluğun bıçak gibi keserken geceyi, karanlık gülümsedi bir an.. Ve ardında yeşerdi cansız seviler.. Sözler uyumsuzluğunu kusarken gecenin koynuna, sahipsiz uyaksız sevdaya dair tüm kelimeler..

Kimliksiz bir duygunun esaretinde bedeni olmayan ruhlar, ruhsuz bedenlere inat, canhıraş bir çabayla tutunmakta bugüne. Dünden bugüne.. Dünün gölgesinde yaşarken bugünü, ama sevdasız ama yarınsız.. Keşke’lerin kaygısı çöreklenmiş yorgun bedenlere..

Özgürlüğü takıp bir kuşun kanatlarına, yarınlardan uzanmak vardı sevgili sana..

Hiçbir şeyi umursamadan dikenli tellere rağmen.

Kanayan ellerimize, yüreğimize, birbirine hasret bedenlerimize, imkansızlığa rağmen..

Bana rağmen.. Sana rağmen..

Sınırlar yok etmeden bizi..

Tek bir kez.

Son kez.

Dokunsan yüreğime..

Ve ben o an ölsem

Gece gözlerinin derinliğinde…

Tek bir kez ve son kez…

“İki sınır ülkenin dikenli telleriyiz biz, dokunsak kanar ellerimiz”

Asla değiştiremiyeceğin şeyler için üzülme.
Değiştirebileceğin ama
istediğin halde değiştiremediğin şeyler için
mutsuz ol veya ağla.
Asla “bir daha sevmeyeceğim” deme.
Mahçup olursun.
Asla sevgiyi arama
çünkü sen aradıkça o saklanır kapı arkalarına.
Sevgi seni istedi mi bulur.
Zamanı vardır.
Tıpkı baharı, kışın arasan da bulamayacağın gibi.
Ya da bulsan da
asla onun gerçek bir bahar olmadığını
kabul etmek zorunda olacağın gibi.
O bulduğun sadece bir aldanmışlıktır.
Aldanırsan, tıpkı kış ortasında çiçek açan
erik ağaçlarına dönersin.
Kışın ortasında sevinçten çiçek açarsın.
Kış gerçek yüzünü gösterince de donarsın;
anlarsın ki yaşadığın bahar
kış ortasında yaşanan yalancı bir baharmış.
Erik ağacı gibi donarsın o zaman
ve o yaz boşa geçer.
Meyvesiz, kimsesiz.
Sevgi aranmaz. Sevgi istedi mi seni bulur.
Hiç ummadığın bir anda arkanda beliren
bir dost olur bu bazen.
Otobüs durağında ensende hissettiğin bir nefes
alır götürür seni sevgiye.
Bir tesadüf sana sevgiyi taşır.
Sen sevgiyi aramamışsındır.
Tıpkı gecikse de gelen
ve geleceğinden emin olduğun bahar gibi.
Tıpkı bir sabah kalktığında
baharın pürüzsüz yüzü ile karşılaşman gibi
bulmuştur seni sevgi.
Sevgiyi kaybederken de cesur olmalısın.
Yüreğin dolu olmalı sabır ve güçle.
Her kaybedilen kazanılan bir derstir zaten.
Sevgi çok şey öğretir severken ve kaybederken.
Sevgiyi kaybederken
aslında onu hiç kaybetmek istemediğini öğrenirsin.
Sevgiyi kaybederken, onu kaybetmenin,
bulmak kadar güç olmadığını
ama acısına katlanmanın ne güç olduğunu öğrenirsin.
Sahipken sevgiye hep yanında olacakmış gibi
onu hoyratça harcamışsındır.
Kaybettiğinde ise
her an yanında olacağına inanmakla
ne büyük yanlış yaptığını anlarsın.
Ve bir dahaki sevginde daha temkinlisindir.
Hem severken, hem kaybederken.
Bir önceki sevgi öğretmistir bunu sana.
Her kayıp bir derstir alman gereken.
Çünkü hiçbir sevgi tek başına var olamaz.
Ayrılamaz daha öncekilerden.